GEMLİK HAKKINDA TEMEL BİLGİLER
Gemlik ilçesi, Marmara Bölgesindeki hızlı sanayileşme ve ticaret hacminin ihtiyacı olan deniz yolu taşımacılığının en önemli liman kentlerinden biridir. İlçe Gemlik Körfezinin coğrafi konumu itibariyle Kuzeybatı Anadolu’nun deniz yolu taşımacılık ihtiyacına cevap veren bir yerdedir. İstanbul, Bursa, İzmit kesişimindeki limanların bölgede lojistik üs oluşturması ve ülkemizin 4.büyük serbest bölgesinin Gemlik’te bulunması ilçenin hızlı bir şekilde gelişmesine sebep olmakta, bunun sonucu olarak da kıyılarda yoğun yapılaşmalara sebep olmaktadır.
Bursa ili Gemlik ilçesinde yer alan serbest bölge ve limanlar, Bursa ve yakınbölgelerde üretilen sanayi ve tarım ürünlerinin ihracat ve ithalat kapısıdır. Gemlikzeytinciliği ile ülkemizde ve dünyada söz sahibi olmuştur.
Körfeze elmas gerdanlık gibi dolanan Gemlik, görkemli ve gizemli geçmişinibinlerce yıldır kesintisiz olarak günümüze taşıyan nadir kentlerimizdendir.
COĞRAFYA
Gemlik Körfezi’nin doğu kıyısı liman kentidir. Orhangazi-Yalova ve Mudanya arasındadır: Bursa'nın 32 km. kuzeybatısında, Marmara denizinin en sakin ve adını verdiği körfezin kıyısında kurulmuştur. 19.13 derece doğu meridyeni ile 40.12 derece kuzey enlemi üzerinde bulunmaktadır. İlçe yüzölçümü 413 km2 'dir.
2013 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verileriyle Gemlik’in nüfusu 101.389 kişidir. Buna göre kilometrekareye 245 kişi düşmektedir.
Güneyinde Bursa Osmangazi, Yıldırım ve Kestel, güneybatısında Mudanya, doğusunda Yenişehir ve Orhangazi ilçeleri, kuzeyinde de Yalova ili ile çevrelenmiştir.
Gemlik Körfezini çevreleyen dağların körfeze dönük yamaçları ilçenin arazisini oluşturmaktadır. Dağlarla kıyı arasında sıkışmış bulunan çok sayıda ova bulunmaktadır. Bunların en büyükleri Engürücük ve Gemlik ovalarıdır. İlçe merkezi Gemlik ovasının batı ucunda kurulmuştur. İlçenin en yüksek noktası, Katırlı Dağları üzerindeki Üçkaya Tepesidir.
Gemlik, akarsu ve göller açısından zengin bir yer değildir. Karsak Çayı olarak tanınan Sazlık Deresi, ilçenin en fazla su taşıyan akarsuyudur. Uzunluk yönünden ilçenin en büyük akarsuyu olan Kocadere, Katırlı Dağlarından doğar ve Engürücük Ovası’nı suladıktan sonra körfeze dökülür. Gemlik’in üç tarafı ihtiyarlamış tek ve sıra dağlarla kuşatılmış olup batısı Marmara’nın daima sakin olan mavi sularına doğru açıktır. Kıyıdan başlayarak doğu istikametinde uzanan 3-4 km. uzunluğunda ve 2-3 km. genişliğinde olan ova Gemlik’in yegane düzlüğüdür. İznik gölünden gelen Karsak deresi bu düzlüğü ikiye bölmüş vaziyettedir. Ova, Karsak boğazına doğru hem derenin kıvrıntılarıyla hafif bir yükselme gösterir, hem de yavaş yavaş daralır.
Bursa ve İlçeleri Haritası Kuzeyden Samanlı Dağları’yla, güneyden Katırlı Dağları’nın batıya doğru uzantıları Gemlik Körfezi’ni kapalı bir havza haline sokmuştur. Dağların arasında suların oyduğu derin vadilerle çökme neticesinde meydana gelen çukurluk alanlar vardır.
Samanlı Dağları’nın Gemlik Körfezi’ne bakan yamaçları tatlı eğimlerle bir platformu teşkil eden sıra dağlardan ayrılan bu kollar ise kıyıya kadar dik bir şekilde inerek kıyının düzgün manzarasını sivri burunlar halinde bozmuştur. (Bunlardan, Göztepe Burnu, Kapaklı Burnu, Sarı Burun, Manastır Burnu en önemlileridir.) Armutlu'nun batısına kadar devamlı bir alçalma ile inen samanlı dağları Bozburnu’nun dik kayalıklarını teşkil ederek denize kadar 6 millerde tekrar denizin yüzüne çıkarak İmralı Adası’nı meydana getirir.
Gemlik’in kurulduğu nokta denize dikey inen az yükseklikte bir sırtla bunun yamaçları ve denizin çekilmesinden meydana gelen dar kıyı düzlüklerinden ibarettir. İlçenin kıyıları eski kayıkhane burnundaki kayalık çıkıntılar bir tarafa bırakılacak olursa tamamıyla düzdür. Pek derin olmayan kıyılar derelerin taşıdığı molozlarla devamlı sığlaşmaktadır.
Gemlik Körfezi umumiyetle sakin ve dalgasızdır. Doğudan batıya uzunluğu 35 km. Güneyden kuzeye en geniş yeri 10-15 km. olan körfez daima sakin olmasını sağlayan karşılıklı iki burundur. (Tuzla ve Kapaklı burunları) her iki sahilde birbirine Cephe alan bu burunlar körfezi bir kıskaç içine almış gibidir. Körfez bu kıskaçlar arasında adete bir havuza benzer. Körfez sularının sığ 1-10 m. derin kısımları ise 100- 150 m. arasındadır. İlçenin eski adı Kios olduğu için Körfeze eskiden Kilyos dendiği bilinmektedir. Körfezin bir diğer adı da İncir Limanı olarak geçmektedir.
İlçe Merkezi olan Gemlik, Bursa’nın kuzeyinde adını verdiği körfezin batısında, Samanlı dağlarından inen bir sırt ve bunun oluşturduğu tepenin etekleriyle denizden kalan kıyı düzlüklerinde yayılmış durumdadır. Son yıllarda iç ve dış göçlerin yol açtığı hızlı kentleşme nedeniyle Körfezin her iki yanında da bulunan yamaçlarda yoğun yapılaşma gözlenmektedir. Eski kent dokusu ise özellikle sahil kesimlerde giderek tahrip olmaktadır. İlçenin ana caddesi Bursa- Yalova karayolundan ayrılan ve kent merkezinde Çarşı Camiinde sonlanan İstiklal Caddesidir. Bunun dışında Kumla, Armutlu yolu da yeni gelişmekte olan kuzeybatı bölümleri (Cumhuriyet Mahallesi) için yeni bir ana cadde özelliği kazanma yolunda hızla ilerlemektedir.
İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ
Bursa’nın Gemlik İlçesi’nde genellikle Akdeniz iklimi hüküm sürüyorsa da Karadeniz iklimine geçiş sahası manzarası gösterir. Sıcaklık +42,6°C ile -25,7°C arasında seyreder. Yağış ise, 456,2 mm ile 1217,4 mm arasındadır. Yılın ortalama 113 günü yağışlı geçer. Gemlik’in topraklarının ancak % 8’i ekime elverişli değildir. % 43’ü Zeytinliklerle % 44’ü tarlalar ve üst dağlık bölgeleri de içine alan yerlerde % 5’i çayır ve meralarla kaplıdır. Zeytinlik saha oldukça geniştir.
Tablo-1’de Bursa geneline ait ve yıllar bazında kaydedilmiş ortalama sıcaklık, en düşük sıcaklık, güneşlenme gün sayısı, yağış alınan gün sayısı gibi temel veriler aylar bazında özetlenmiştir.
Tablo-1 Bursa İli Meteorolojik Verileri
TARİHÇE
Bursa ili M.Ö. 4. Yüzyılda Bithynia Devleti kurulana kadar çeşitli kolonilerin egemenliği altında kalmıştır. O tarihte Bursa ve civarında var olan tek kent Cius/Gemlik’tir. Bursa ve çevresinde kurulan ilk kentler olan Cius/Gemlik’in kuruluşu M.Ö. 12. Yüzyıla, Apamea/Mudanya kentinin 10. Yüzyıla, Apollonia/Gölyazı’nın ise 6. Yüzyıla uzanmaktadır.
Tarihi araştırmalarda esas olan yazılı kaynaklardır. Eğer yazılı kaynak yok ise o zaman kalıntılar, mitolojik öğeler, söylenti niteliğindeki anlatımlar tarih yazımında esas alınabilir. Gemlik’in kuruluşu ile ilgili bilgilere de daha çok mitolojik kaynaklardan elde edilen bilgilere dayanılarak açıklama getirilebilmektedir.
Avusturyalı tarihçi Hammer'in Devlet-i Osmaniye Tarihi adlı, seri kitaplarından 1. Ciltte Gemlik’le ilgili hurafeye dayanan bir izahat vardır. Bu hurafeye göre Gemlik'in ilk keşfedeni Siyüs namında bir Argonot kumandandır. Hammer; ilkçağın ünlü coğrafyacısı Strabon’a dayandırdığı bu olayı şöyle nakletmektedir: " Kolkida' dan (Kafkasya'dan) bir savaş yaparak dönmekte olan Argonot'lar o devirde (Siyanüs) adını taşıyan Gemlik körfezinin sahillerine gelmişlerdir.
"İlk gemiciler olarak adlandırılan bu Yunan heyeti, gemilerine su almak için aralarından İlas isimli birisini karaya göndermişlerdir. Karaya çıkan İlas çeşmeden su doldururken, periler tarafından yakalanarak dağa kaçırılıyor. (İlası periler değil oraya daha önceden gelen dağlarda yaşayan insanlardan kaçırıldığı konusunda tarih kitapları hem fikirdir) İlas'ın gemiye dönmediğini gören kafile başkanı (Siyüs) arkadaşlarını arayıp bulmaları için emrindeki insanlardan bir kısmını karaya çıkmalarını emretmiştir. İşte o tarihten yani Hicretten (2012) Milattan ise (1390) yıl evvel Gemlik topraklarına ayak basan bu Yunan savaşçıları İlas'ı bulmak amacıyla sahilde konaklamaya karar veriyorlar. İlk defa yerleştikleri bu mevkide kafile reisleri olan SİYÜS' ün ismini vererek şehrin temellerini atmışlardır. İlas'ı bulmak için her tarafa gözcüler konmuş dağların geçitleri yol boyları daimi bir gözetim altında bulundurulmuştur.
Günler geçtikçe Gemlik’te yerleşmeleri kesinleşen Argonotlar İlas'ı bir türlü bulamamışlardır. Unutamadıkları arkadaşları her sene İlas'ın kaybolduğu günün yıldönümünü anmak için aralarında toplantılar tertip etmeye karar vermişlerdir. O gün geldikçe gruplar halinde toplanarak eğlenceler hazırlanmış ve hep bir ağızdan hazinli şarkılar söylemişlerdir.
Tamamen hurafeye dayanan bu bilgileri; Hüdavendigar Vilayeti Salnameyi Resmiyesi de aynı şekilde kayıt etmektedir. Bundan yola çıkarak Gemlik şehri (Argonot) adındaki meşhur heyetle muharebeye dahil olan Yunanlı kahraman KİYOKS tarafından kurulmuştur. Kısıtlı sayıdaki tarihimizle ilgili kitaplara baktığımızda Gemlik'in 3395 yıllık bir maziye sahip olduğunu anlamaktayız.
İlçemizin kurulduğu tarihten itibaren bu güne kadar geçirmiş olduğu olayları sıralayabilmek için, milattan önce 1300 tarihinden başlamak icap eder. Marmara'nın bu bölümüne muhtelif devirlerde akın yapan ulusların kronolojik durumlarını incelemek Gemlik'in tarihini aydınlatması bakımından çok önemlidir. Gemlik bölgesinde zaman içerisinde egemen olan devletleri sayacak olursak; Lidyalılar, Persler, İyonlar, İskender, Bitinyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Haçlı ordularının istilası ve son olarak ta Osmanlılar.
Uzun zaman istila ve işgallere maruz kalan Gemlik'in tarihi uzun ve karmaşıktır. İznik ve Bursa gibi tarih boyunca pek çok ulusun ilgisini çeken ve pek çok ulus tarafından işgal edilen iki şehrin arasında geçiş yolunda yer alması, Gemlik tarihinin bu iki şehrin kuruluş tarihleriyle yakından ilgisini sağlamıştır.
M.Ö 7. yy’ da Sakarya bölgesine yerleşen Frigyalılar Kios şehrini de ele geçirmiş fakat Frigyalıların denizcilikten daha çok tarıma önem vermeleri Kios’ un eski önemini yitirmesini sağlamıştır. Lidya Kralı Giges Kios’u Friglerden alır. M.Ö 652 de de Kimmerler Lidyalıları yenerek Kios’ un ele geçirir. M.Ö 561 yılında bu kez Lidyalılar Kral Kreziüs zamanında Kimmerleri yenerek Kios şehrini ele geçirir. Lidyalıların bir ticaret üssü olarak kullandığı Kios kısa zamanda gelişir ve zenginleşir. M.Ö 6. yy’ın ortalarına doğru Pers Krallığı Lidyalıları yenerek Kios’u ele geçirdi. Pers’ler ele geçirdikleri bir çok yer gibi Kios’u da yakıp yıktılar. M.Ö 3 ve 2. yy’larda İskender İmparatorluğunun sınırları içerisinde kalan Kios Sezar zamanında Roma egemenliğine geçmiştir.
Büyük Roma İmparatorluğunun dağılmasından sonra Bizans sınırları içinde kalan Kios şehri önemli bir liman kenti, zeytincilik ve ipek böcekçiliği merkezi olarak parladı. Süleyman Şah’ın komutanlarından Ebul Kasım deniz kuvvetleri açısından güçsüz olan Anadolu Selçuklu Devleti’nin bu açığını kapatabilmek ve İstanbul’u denizden de kuşatmak amacıyla Kios’u almaya karar vermiş ve 1087 yılında Gemlik’i almıştır. Osmanlı zamanındaki Vilayeti Salnamei Resmiyesi Gemlik ile Bursa'nın aynı isimden ayrılmış oldukları hakkında şöyle yazmıştır. Bursa Romalıların eline geçtiği zaman (MÖ. Birinci yüzyılın ortalarına doğru) iki Bursa'yı birbirinden ayırabilmek için şimdiki Bursa'ya (Keşişdağı Bursası) manasına gelen (Pruza Ad Olimpiom) , Gemlik'e ise (Sahil Bursası) manasına gelen Pruza Ad Mara adını vermişlerdir. Bu da gösterir ki; Gemlik her zaman iki başkent şehri İznik ve Bursa arasında onlara deniz ulaşımı sağlayan, gemilerinin inşa edildiği ve konakladığı, çok önemli bir liman kentidir. Gemlik’in liman özelliğini haçlı seferleri sırasında da görmekteyiz. Haçlı seferleri sırasında Kios Limanı; Anadolu içlerine gönderilecek Haçlı askerlerine bir iskele teşkil etmiştir. Haçlılar Selçuklularla yaptıkları savaşlar esnasında Gemlik’i lojistik üs olarak kullanmışlardır. Hatta 1. Haçlı seferinde haçlı ordusu içerisinde bulunan Fransız tarih yazarı Civitot Gemlik’e kendi adını vermiş ve eserlerinde Gemlik’ten Civitot diye bahsetmiştir. Süleyman Şah Haçlı ordusunu bir sefer sırasında Kios yakınlarında yakalamış ve ağır bir yenilgiye uğratmıştır.
1204 yılında İstanbul’dan haçlılar tarafından kovulan Bizans İmparatoru İznik’te yeni bir Bizans devleti kurunca; İznik’in deniz bağlantısını sağlayan iskele olması bakımından Gemlik’i haçlı ordularından almak uğruna uzun uğraşlar vermiştir. Bizans imparatoru Theodoros Laskaris yaptığı savaşta Latin Krallığına yenilip geri çekilmek zorunda kaldı( 1207). Fakat Theodoros Laskaristen sonraki imparator 3. Dukas, Gemlik’i ele geçirmeyi başarmış ve buradaki tersaneleri yeniden faaliyete geçirerek gemi yapımını hızlandırmıştır.
Anadolu Selçuk İmparatorluğu nun son zamanlarında Bizanslılar karşısında, bir hudut muhafızı olarak tayin olunan Ertuğrul Beyden itibaren, yeni bir Türk devleti daha tarihte parlamaya başlamıştır. Selçuklu Hükümdarı, Ertuğrul Bey'e fethettiği yerlerin mülkiyetini vermiştir. Ertuğrul Gazi; bir taraftan fetihlerdeki başarıları, diğer taraftan da iç idaredeki düzeni ile kısa zamanda beyliğinin nüfus ve kudretini etrafa tanıtmıştır. Ertuğrul Beyin ölümünden sonra yerine geçen küçük oğlu Osman Bey’le beraber devletin tarihe mal olan hakiki adı meydana çıkmıştır. 1257 yılında Eskişehir'den İnegöl'e kadar bütün şehirleri Osman Bey, hakimiyeti altına almış, Bizans tekfurlarını birer birer kendine bağlamıştır. Bursa’nın arazisinin verimliliği ve ihtişamı Osman Beyin dikkatini çekmiş fakat Bizans İmparatoru ne pahasına olursa olsun bu şehri yeni kurulan Türk devletine kaptırmak istememiştir. Ordusunu yeni silahlarla takviye eden Osman Bey askerini ilk başta İznik üzerine göndermiştir. Yapılan çetin savaş sonucunda İznik'i alamayan Osman Bey geri dönmek zorunda kalmış, fakat yolları üzerinde bulunan bazı kaleleri almayı başarmıştır. Her yıl biraz daha güçlenen ve hudutlarını İstanbul ve Bursa'ya doğru genişleten Osman oğulları artık Bursa'yı almaya kesin karar vermişlerdir. Selçukluların çökmesinden sonra ordunun bir kısmı Osman oğulları ordusuna katılmıştır. Osman Bey yeni gelen ordusuyla birlikte İznik üzerine tekrar yürümüş ve bu sefer İznik'i fethetmeyi başarmıştır. Osman Bey çok yaşlandığı için Bursa'yı ölümünden evvel almak istemiş fakat şiddetli bacak ağrıları Osman Bey'in yerine oğlu Orhan Beyi bırakarak Yenişehir bölgesinde istirahata çekilmesine sebep olmuştur.(1320) Orhan Bey tahta geçer geçmez babasının son arzusunu gerçekleştirmek için hemen Bursa’yı kuşatmıştır. Kale; Bizans'tan yardım gördüğü için kuşatmaya karşı durabildiğinden Osman Bey İstanbul'dan gelen yardımları engellemek üzere, oğlu Orhan Bey'e kıyı taraflarının alınmasını emretmiştir. Bunun üzerine Orhan Bey en güvendiği komutanlarını yanına alarak (Akçakoca ve Kara Timurtaş) Mudanya ve Gemlik'i kuşatmıştır. Mudanya fazla dayanamayarak Miladi 1321 'de teslim olmuştur. Ancak zamanın Kios şehri yani Gemlik, güçlü savunma olanakları dolayısıyla Osmanlı saldırılarına direnmiştir. Güçlü savunması nedeniyle Kios şehri ancak Miladi 1334 yılında alınabilmiştir. Şiddetli bir hücum sonucunda kale burçları yıkılmış ve Kara Ali Bey komutasındaki Osmanlı askerleri şehre girmiştir. Hüdavendigar Vilayeti Salnamei Resmiyesinde Gemlik'in Osmanlılar tarafından zapt tarihi Hicri 734 yıl sonra olarak gösterilmiştir. Orhan Bey Bursa'nın boş olan semtlerine Türk aileleri yerleştirmiştir. Umurbey kasabası bir köy olarak o zamanlar kurulmuştur. Orhan Bey zamanında Bursa ve çevresindeki şehirler her alanda büyük inkişaf göstermiş, ticaret, ziraat ve sanayi bakımından Bursa, Bilecik, Yenişehir, İznik ve Gemlik şehirleri için altın çağlar yaşanmaya başlamıştır. Ayrıca deniz kuvvetlerini kuvvetlendirmek amacıyla İzmit, Gemlik ve Gelibolu da tersaneler kurulmuştur. Osmanlı devletinin denizciliğinde büyük hizmetleri görülen Gemlik yükselme devrinde gemi yapım şehri olarak inkişaf edilmiştir. Daha sonraki yüzyıllarda Zeytinciliği, Kozacılığı ve kıymetli mermerleri ile Gemlik Osman Oğullarının en çok ilgi gören bir şehir olmuştur. Duraklama ve gerileme dönemlerinde her alanda ve memleketin her yerinde olduğu gibi Gemlik de ihmale uğramış, tersanenin yeri bataklığa dönmüş, sarayları ve abideleri süsleyen mermerleri yok olmuştur. 1789 yılında iktidara geçen 3. Selim devriyle Türk yurdu her alanda olduğu gibi denizcilik alanında da yeni ıslahatlara kavuşmuştur. 3. Selim'in Fransa'dan getirttiği mühendisler Gemlik tersanesini yeniden inşa etmiş ve kısa bir zaman zarfında körfezde yeniden gemiler yüzmeye başlamıştır.
Osmanlı Devleti Birinci Dünya savaşında yenilince, ilçe de Anadolu’daki bir çok yer gibi itilaf devletlerince işgale uğramıştır. İlk işgal girişimi 30 Haziran 1920' de İngiliz birliklerinin Gemlik Limanına yanaşmalarıyla başlamış, İngilizlerin gemilerden şehre inmesini engellemek isteyen Dr. Ziya Kaya, Kaymakam Mehmet Cemil Bey ve Yüzbaşı İbrahim Beyin İngiliz komutana ” Kasabanın büyük çoğunluğu Rum, her yere benzin tenekeleri yerleştirdik. Eğer ısrar ederseniz ateşleyeceğiz” demeleri üzerine İngilizler çıkarma yapmaktan vazgeçmiştirler. Bu girişimden bir hafta sonra 6 Temmuz 1920 'de İngilizler tekrar Körfeze gelerek demirlemiş; bu kez hem karadan hem de denizden şehrin kritik yerlerini bombalayarak yapılan saldırı sırasında başarılı olmuşlardır. Her ne kadar karşılarına Şube Reisi ve Jandarma Komutanı Yüzbaşı İbrahim komutasındaki Kuvayı Milliye diye adlandırabileceğimiz silahlı siviller çıktıysa da şehrin üzerinde uçan İngiliz uçakları Kuvayı Milliye mensubu halkın korkup Katırlı Köyü’ne doğru çekilmelerine neden olmuş, şehir savunmasız kalınca da İngilizler önce Hükümet Konağını ardından Askerlik Şubesini işgal edip şehre yerleşmişlerdir.
Ne var ki; İngilizler kenti işgal ettikten kısa süre sonra şehri 8 Temmuz’da Bursa’yı işgal eden Yunanlılara bırakarak çekilmişlerdir. 1920 'de Gemlik şehir nüfusunun büyük çoğunluğu Hıristiyan Osmanlı vatandaşlarından oluşmaktaydı. Bu yüzden yunanlıların korumasındaki çeteler daha çok köy ve kasabalarda faaliyet göstermişlerdir. İzmir’in işgalinden sonra oluşan Reddi İlhak hareketine Gemlik’te yaşayan Müslüman halk yeterince katkı sağlayamasa da Dr. Ziya Kaya ve Mustafa Necati gibi bazı aydınların bireysel çabalar gösterdikleri görülmektedir. Hatta Dr. Ziya Kaya dahiliye nazırını eleştirip düelloya davet ettiği gerekçesi ile tutuklanarak Bekirağa bölüğüne kapatılmıştır. Sivas kongresinden sonra Müdafaa-i Hukuk örgütlenmesi tüm olumsuz şartlara rağmen gecikerek de olsa gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların daha çok Umurbey 'de olduğu belirtilmektedir. 1920 başlarında İstanbul’da toplanan Osmanlı Mebusan Meclisine çekilen bir telgrafın altında Müdafaa-i Hukuk şubesi başkanı Rüstem beyle beraber üyeler Cavit ve Mehmet beylerin de adları bulunmaktadır. Bunların dışında Bekir ağa bölüğünde tutuklu bulunan Dr. Ziya Kaya ve Hasan Rıza’nın adları da muhtelif yerlerde Müdafaa-i Hukuk cemiyeti şubesi üyesi olarak geçmektedir.
Gemlik; 10/11 Eylül 1922 gece yarısı kanlı çatışmalardan sonra Halit Paşa (Karsıalan) komutasındaki Kocaeli Grubu tarafından işgalden kurtarılmıştır Bu çatışmalarda şehit düşen Yüzbaşı Cemal Bey’in mezarı Gemlik’tedir. Kurtuluş savaşından sonra Gemlik’ te yaşayan bütün Hıristiyanlar Lozan Antlaşması sonucunda uygulanan nüfus mübadelesi ile şehri terk etmişler, bunların yerini Yunanistan’dan gelen göçmenler almıştır.